Ihr Produkt wurde Ihrem Warenkorb hinzugefügt

X
EINKAUF ABSCHLIEßEN
WEITER EINKAUFEN

14

APR'17
CUMA GÜNÜ , MÜMİNLERİN BAYRAMIDIR.

CUMA GÜNÜ

Ayette geçen “el-cumu‘ati” kelimesi, “toplamak, bir araya getirmek” anlamına gelen “cem‘” kökünden türetilmiş bir isimdir. Müslümanlar öğle saatinde camide toplanıp birlikte cuma namazı kıldıkları için Arapların daha önce “arube” dedikleri haftanın bu gününe “cuma günü” denilmiştir.
Haftanın en değerli günü cuma günüdür.
Peygamberimiz (s.a.s.) cuma gününün faziletini şöyle beyan etmiştir: “Üzerine güneşin doğduğu en hayırlı gün cuma günüdür; Âdem o gün yaratılmış, o gün cennete girmiş ve o gün cennetten çıkarılmıştır. Kıyamet de cuma günü kopacaktır.” (Müslim, Cuma, 18) "
Cuma günü, Müslümanların bayramıdır, bilinçlenme, bilgilenme ve günahlardan arınma, kaynaşma ve dayanışma günüdür. Kendisine cuma namazı farz olan hiçbir Müslüman mazeretsiz cuma namazını terk edemez, etmemesi gerekir. Müslümanlar, cuma namazını kıldıktan sonra iş ve görevlerinin başına dönerler.

Cuma, Müslümanların haftalık bayramıdır.Bu itibarla Müslümanlar, perşembe günü akşamdan bu güne hazırlanırlar. Cumaya hazırlık için boy abdesti alırlar, temiz elbise giyerler, güzel koku sürünürler. Bunu Peygamberimizin bir tavsiyesi olarak yerine getirirler. Çünkü Peygamberimiz (s.a.s.); “Cumaya gelmek isteyen kimse boy abdesti alsın.” (Müslim, Cuma, 2) “Ergen olan her kişinin cuma günü gusletmesi, ağız ve diş temizliği yapması ve yeteri kadar güzel koku sürünmesi gerekir.” (Müslim, Cuma, 7) buyurmuştur.

Müslümanlar cuma günü Kur’an okumak, zikir ve tefekkür etmek, Peygamberimize salât ve selâm getirmek, tövbe ve istiğfar etmek, camiye gidip vaaz ve hutbe dinlemek suretiyle böyle değerli ve önemli bir günün manevî feyzinden yararlanmaya çalışırlar.
“Cuma gününde bir saat vardır ki Müslüman, bu saate isabet ederek hayırlı bir şey isterse Allah ona istediğini verir.” (Müslim, Cuma, 15) anlamındaki Peygamberimizin sözüne uyarak dua ve niyazda bulunurlar.

Peygamberimiz, “Cuma namazına gitmek, ergenlik çağına ulaşmış her Müslüman’a farzdır.” (Ebu Dâvûd, Taharet, 129) buyurmuş ve
“Kim tembellik ederek üç cuma namazını terk ederse Allah o kimsenin kalbini mühürler.” (Tirmizî, Cuma, 354)
anlamındaki sözleriyle cuma namazını mazeretsiz kılmayanların akıbetini bildirmiş, cuma namazının faziletini şöyle beyan etmiştir:
“Bir kimse güzelce abdest alır sonra mescide gelir, susup okunacak hutbeyi dinlerse, gelecek cumaya kadar ve ondan sonraki üç gün içinde işleyeceği (küçük) günahları affedilir.” (Müslim, Cuma, 24) “Beş vakit namaz ve cuma namazı diğer cuma namazına kadar -büyük günahları işlemediğin sürece- aralarında işlenen (küçük) günahlara kefarettir.” (Müslim, Tahâre, 14-15)
Cuma namazı, Hz. Peygamber döneminden günümüze kadar bütün Müslümanlarca kılınmış ve bunun farz olduğu konusunda herhangi bir ihtilâfa düşülmemiştir.

 

 

Not: Bu yazı, Diyanet Aylık Dergi Şubat 2009 sayısında yayınlanmıştır. "Diyanet İşleri Başkanlığı"