Ürün Sepetinize Eklendi

X
SEPETE GİT
ALIŞVERİŞE DEVAM ET

Halebi İ Sagir Ve Tercümesi Tam Kayıtlı Salah Bilici 1525 9280000001134

ÜRÜN DETAY
İADE KOŞULLARI

ÜRÜN KODU :

1026633
TAM KAYITLI HALEBÎ-İ SAĞÎR VE TERCEMESİ
(TAHARET VE NAMAZ BÖLÜMLERİ) TERCEME EDEN HASAN EGE Diyanet İşleri Başkanlığı Müfettişi Din İşleri Yüksek Kurulu Eski Üyesi SAL ve Acirc;H BİLİCİ KİTABEVİ
Dil: TÜRKÇESayfa Sayısı: 357Cilt Tipi: CiltliKağıt Cinsi: Kitap KağıdıBoyut: 17 x 24.5 cm
ÖNSÖZ Bütün hamdAllah' adır. O’nun Peygamberine ve Peygamber’in Alîne ve Ashabına salât ve selâmolsun. Allah Taâlâ, terceme etmemizi muvaffak kıldığıHalebî-i Sağîr’in okunmasını ve ondan gereği gibi istifâde edilmesini, müminkardeşlerimin cümlesine nasîb ve müyesser etsin. Halebî-i Sağîr’insâhibi Ibrâhim b. Muhammed b. Ibrâhîm el-Halebî’- dir. Ibrâhîm Halebî, Hanefîfıkhının fürûunda Müitekaa’l-Ebhür’ü yazmıştır. Halebî-i Sağîr’i yazan IbrâhîmHalebî, bundan önce Halebî-i Kebîr i yazmıştır. Müellif Halebî-i Kebîr’ine ve laquo;Gunyetü’l-Mütemellî ve raquo; adını vermiştir. Halebî-i Sağîr’in ve Kebîrin her ikiside, El-Şeyh el-lmâm Sedîdü’ddîn el-Kâşgaarî’nin tasnif etmiş olduğu ve laquo;Münyetü’l-musallî Ve Gunyetü’l-Müb-tedî ve raquo; nin şerhleridir. Şârih (IbrâhimHalebî) daha önce yaptığı şerhi (Ha-lebî-i Kebîr’i) fazla teferrüâtlı bularak,okuyucuların istifâdesine daha elverişli olduğunu söylediği Halebî-i Sağîr’iyazmıştır. Halebî’nin metniolan Münyetü’l-musalli’nin müellifi, Muhammed b. Muhammed el-Kâşgaarî 705 hicrîyılında vefât etmiştir. Ibrâhîm Halebî de 956 hicrî yılında vefât etmiştir. Münyetü’l-musallî üzerine,Halebî’den başka şerhler de yazılmıştır. Münyetü’l-Musallîdemek, namaz kılan kimsenin, kendisine şiddetle muhtâc olduğu, temenni ettiğimurâdı demektir. Bu ismin devâmı olan ve laquo;Gunyetü’l-Mübtedî ve raquo; demek de, genişçeyazılmış olan kitaplara alışkın ol-mayan, okumaya yeni başlamış kimselerinihtiyâçlarını karşılayan, bir de-receye kadar başka kitâplara muhtâç etmeyendemektir. Hepimizinmalûmudur ki, ibâdetler, en nefis vakitlerin harcanacağı ve kişilerin harekâtve sekenâtının cevherlerini verecekleri en önde gelen en mühim şeylerdir. Namazise bunların başında gelen bir ibâdettir. Namazın şart ve erkânını en güzel, eniyi tertip eden bir kitâp olması bakımından Münyetü’l-Musallî çok mühimdir.Bunun şerhi olması bakımından da Ha-lebî’nin ehemmiyeti bir o kadar büyüktür. Küçük yaşta şunaşâhid olmuştuk: Arapça okuyan bir kimseye ve laquo;Arapçadan ne okudun, yahut nereyekadar okudun veya neler okudun? ve raquo; diye sorulduğunda, cevâbında ve laquo;İzhâr, Kâfiyebir de Halebî okudum ve raquo; derdi. Bunların ilk ikisi, Arapçanın gramerinden meşhûriki kifâptır. Yani Islâm âleminde, husûsiyle Türkiye’de ötedenberi ders kitâbıolarak okutulan Arapça dilbilgisinin anası mesâbesinde olan iki metin Nahivkitâplarıdır. Halebî’nin ne olduğunu sorarsanız, o, Arapça ile yazılıdır. FakatArapça kitâbı değildir. O, Arapça’nın âdetâ bir tatbikat mahalli olmakta idi.Yani Arapçayı okuyan, biraz ibâreden ma’nâ çıkaracak duruma gelen öğrencilerin,namaz, abdest bahislerini hem öğrenmeleri hem de Arapçanın tatbikatını yapmalarıbakımından elverişli ilk akla gelen kitâptır. Bir arkadaşım, ve laquo;Halebî’yianlamak o kadar kolay bir iş değildir ve raquo; de- mişti.Bu, hâtırımda kalmış. Gerçekten, Halebî’yi bu seferki okuyuşumda ona hakverdim. Çünkü Halebî’nin mantıki ve gayet güzel bir tertiple, fıkıh usûlükaidelerine riâyet olunarak kaleme alınmış olması, kolaylığı yanında güçlüğünüde beraberinde getirmiştir. Eserin bazıhususiyetlerini arzetmek isterim:
ve mdash; Eserbir şerh olup, Hanefî Mezhebi üzerine yazılmış ve bünyesinde taharet, namaz vebunlarla yakından ilgili bahislere yer verilmiş olan ve çok ihtiyâç duyulanmeseleleri içinde bulunduran Münteyü’l-Musallî’nin şerhidir.ve mdash; Eser,Mezheb imâmları olan Ebû Hanîfe, Ebû Yûsuf, Muhammed, Haşan b. Zıyâd veZüfer’in görüşleri, ittifâkiarı ve ihtilâflariyle birlikte kaleme alınmıştır.Diğer taraftan ve laquo;Üç imâma göre de böyledir, veya üç imâm bu görüşernuhâliftirler veya Mâlik şuna kaaildir. Şâfiî buna kaaildir... ve raquo; demeksûretiyle diğer üç mezheb imâmlarının görüşlerini ve aralarındaki ihtilâf veittifâkı ve bunların Hanefîlere muhâlif olan taraflarını ve dolayısiyleimâmların usûl ve kaidelerini öğretmiş oluyor.
Musannif (Metin sâhibi) bu gibi yerlerde ve laquo;Bizegöre veya bizim indimizde veya bizim katımızda ve raquo; diye terceme ettiğimizsözleriyle ve laquo;Biz Hane-fîlere göre ve raquo; demeyi kasdetmiştir. Bazan da ve laquo;Bizimashâbımız veya bizim imâmlarımıza göre ve raquo; demektedir.
ve mdash; Yukardada işâret edildiği gibi, bu şerh daha öz olarak kaleme alınmış, daha ziyâde,meseleler tafsil edilmiş, deliller üzerinde Halebî-i Kebîrdeki kadar durulmamışve onun kadar teferruata girilmemiştir.ve mdash;Musannif (metin sâhibi), bazı isimlerini verdiği kitâplardan gerekMütekaddimîn ve gerekse Müteahhirîn ulemânın kitâplarından seçip biriktirdiğigibi isimlerini verdiği kitâplardan başka kitâplardan da almış olduğuna işâretetmiştir. Bunlar gerçekten fıkhın umdesini teşkil eden kaynak kitâplardır.Musannif sözünü çok ettiği kaynaklardan biri de Zâhir-i rivâye, Nevâdir, Fetâvâve Vâkiâttır. Zâhir-i rivâye - ki bunlara Usûl me-seleleri de denir - EbûHanîfe ve Ashâbı olan Ebû Yûsuf, Muhammed, Haşan ve Züfer’den ve Ebû Hanîfe’denilim alan diğer kimselerden rivâyet olunan meselelerdir. Bunlar, ekseriye ilküçünün kavlidir. Nevâdir meselelerine gelince bunlar da Ebû Hanîfe veAshâbından Zâhir rivâye’- nin gayrı rivâyet olunan meselelerdir. Fetvâlar veVâkiât ise Hanefî Ule-mâsının sonraki müctehidierinin bu meselelerdensorulduklarında, Müte- kaddimûn Mezheb ehlinden haklarında rivâyet bulunmayip,istinbat ettikleri meselelerdir. Bu hususta derlitoplu malûmât için daha öncetercemesini yaptığımız Mezâhib-i Erbaa’nın birinci cildinin iki numaralıönsözünün 33. sahîfesinin ilk beş paragrafına bakınız.
Musannif ve onataben de Şârih (Halebi) hemen her meselede, bu meselenin nereden alındığını, hangikaynak kitâptan ahz edildiğini, me-selenin sonunda veya başında zikretmesi,aynı bir mesele hakkında da-ha başka kitâpta ne denildiğini, yani ve laquo;bu meseleyifalan kitâpta şöyle zikreder ve raquo; demekle meselenin sâdece bir çözüm şekliolmadığını, muhtelif kitaplarda işin şu veya bu tarzda izâhedildiğini zikretmesi de kitâbın karakteristik tarafıdır. 5 ve mdash; Kitabınhusûsiyetlerinden biri de, usûl kaideleri üzerine yazılmış olması, sebep -netice bağlarının kurulması yanında, meselelerin güzel bir üslûb içerisindeele alınmış olmasıdır. Şöyle ki: bu meseleleri bu-rada okuyup gören kimse,burada bulunmayan namaz, abdest meselele-rini de onlara kıyasla anlayabilecekbir duruma gelir. Veya en azından, bilmediği mesele hakkında bir şeysöylememesini veya söylediği zaman, doğru bir tarzda söylemesini bilir birduruma gelir. Kısacası, bu ki-tabı okuyan kimsenin fıkıh yönünden kafasıaçılır, meseleleri anlamada mahâret kesbeder ve basiret hâsıl eder. Kitâbın birçok yerlerinde, ve laquo;Meşâyitıimiz ve raquo; diyegeçer. Meşâyih, Şeyh’- in cem’idir. Bu ise üç mânâya gelir: Yaş bakımındanbüyük olanlara, il-men büyük olanlara veya amelen büyük olanlara denilmektedir.Burada bundan maksad, bizim mutemed fakîhlerimiz, husûsiyle imâmlarımızdır. Mütekaddimûn Ulemâ denildiğinde, Ebû Hanife vearkadaşları yani onun talebesi durumundaki diğer imamlarımız ve onlardan öncekiulemâ; Müteahhirûn ile de bunlardan sonraki fakihler kasd olunmaktadır. Eskiden yazılan Arâpça birçok ilim kitâplarındaolduğu gibi, bunda da ve laquo;Münye ve raquo; metin olarak parantez içerisinde, şerhi ve laquo;Halebi ve raquo;de paran-tez dışında olmak üzere iki kitâp (Metin ve Şerh) bir arada gelmiştir.Bu-radaki metin ve şerhi birbirinden ayıran parantezleri biz tercemede kal-dırdık.Çünkü ikisi birbirine o derece bağlı olarak yazılmıştır ki, yani Şâ- rih şerhimetne o derece uydurmuştur ki, sanki ikisi bir kitâpımş gibi fark etmek güçtür. Tercemenin metinle birlikte basılacağını gözönünde tutarak, bazı delil makamında ve misâl ve izâh sadedinde getirilen âyet,hadis ve d il-âları, husûsiyle mahzûr görmediğimiz yerlerde, metnin dekarşısında ol-masını düşünerek, Arâpça metni yeni harflerle yazdık. Bazan dabunla-rın sâdece mânâlarını yazarak yetindik. Bundaki gayemiz, okuyanlarımızakolaylık getirmektir. Bu kitâbı tercemeetmem esnâsında bazı intibalarımı şöylece anlatmak isterim: Bunlardanbazılarını şöylece sıralayabiliriz: Halebî’yi yalnız-ca bir fıkıh kitâbı olarakbirtakım namaz ve abdest meselelerini konu alan bir kitâp olarak görmemeklâzımdır. Bu kitâp okunurken Islâm’ın ruhu ve onun ahlâkının ulvîtiği, adâletduygusu ve kılı kırk yarmanın gözle görülür birtakım görüntüleriyle göz önüneserilmesi vardır. İnşânın gün-lük hayatında ibâdet konusunda yapacağı bir takımşeyleri nasıl tanzim edeceğini, ne şekilde hareket edeceğini, ne yapması lâzımgeldiğini, bir şeyin yakîn (kesinlik) hâsıl etmesinde ve buna yakın halalmasında ne gibi şartların, ne gibi emârelerin bulunacağını, şüpheli şeylerinveya bu-na benzer şeylerin netice ve semeresinin neler olduğunu, nelere dikkatetmenin lâzım geldiğini, metotlu hareketlerin ne şekilde olacağını bizeöğretmektedir. Kitâp fakîhlerin münâkaşalarında bazı akli muâmele vemuhâkemeleri bize fiilen göstermekte, kafamızın işlemesine yardımcı ol-makta,fikrimizi, mantığımızı iyi ve yerinde kullanmamıza bizi alıştırmak-tadır.Bunlar benim aklıma gelenlerdir. Daha başkaları da vardır. Bu söy-lediklerimibir iddia ve bir zu’mdan ibâret sayanlar, hattâ inkâr edenler olabilir. Bunlaracevâbım: ve laquo;Bana öyle geliyor ve raquo; demektir. İkinci bir cevap gerekirse aslında fıkıhdemek, kuru kuruya birtakım ahkâmı bilmekten ibâret değildir. Fıkıh, kişininlehinde ve aleyhinde olan şeyleri bilmesiy-le, diğer bir tabirle fıkıh, câizolan ve câiz olmayan şeyleri bilmesiyle bir-likte onu tatbik etmesidir. Neticeitibâriyle dünya ve âhiret zararlı olan şeyleri bilip onlardan sakınmak,faydalı olan şeyleri de bilip, ondan müs- tefîd olmaktır. İşte bu mânâsiyîefıkıh - ki ibâdet konuları onun bir cü-zünü teşkil etmektedir- herkesin,Allah’a karşı mesuliyetinde hareketle-rini tanzim etmesini bilip Allah’ınrızasına muvâfık amellerde bulunması demektir. Yoksa muktezâsınca amelegötürmeyen basit bilgiden ibâret değildir. Gerçek manâda fakîhler de bu yoldabilgi sâhibi olan kimse-lerdir. Halebî-i Sağlr’i terceme etmekle, öteden beri buKitâbın ve benzeri kitâpların metnim bastırmakla önemli hizmetlerde bulunan SAL ve Acirc;HBİLİCİ KİT ve Acirc;BEVİ’nin yeni bir hizmet azminde olduklarını ve benimde çorbada bir tuzumun olduğunu görme sevinci içerisinde olacağım. Halebî-i Sagîr’in daha önce Babadağı tarafındanyapılmış eski Türk-çe yazı ile bir tercemesi de vardır. Okuyucularımın gerekbununla, gerekse metinle karşılaştırarak, yapmış olabileceğimiz hatalarımızdabizi ikaz etmeleri, onların bir vazifesi olduğunu hatırlatırım. Tabiî olarak,hakkı tavsiye, sabrı tavsiye her zaman müminlerin birbirine karşı görevleri olduğunu,hemen herkesin ezbere okuyabileceği Asr Sûre-i Celilesinden bi-linmektedir.Bizler okuyan ve okutanlara hayır duâlar ederken, onların da bizleri ikazetmelerini isteriz. Bunun yanında bu kitâpları yazmış olan ulemâya da AllahTaâlâ’nın rahmetini ve bereketini dileriz. HAŞAN EGEİÇİNDEKİLER
Namaz’ın Kitâb’la farz kılınışı Namaz’ın Sünnet’le farz kılınışı Namaz'ın Icmâ-i ümmet’le farz kılınışı Namaz’ın Şartları Abdest’in Farzları Abdest’in Sünnetleri Abdest’in ve Acirc;dâbı Misvâk ile misvâklanmak abdestin âdâbındandır Abdest suyunun fazlasını içmek abdestin âdâbındandır Abdest üstüne abdest, abdestin âdâbındandır Abdestte nehy edilen şeyler Fer’î Meseleler Tahâreti Kübra (gusül abdesti almak Fer’î Meseleler Guslün farzları Guslün Sünnetleri Abdest ve gusülde niyyetin hükmü Gusül abdestinin çeşitleri Cünüb, hâiz ve nüfesâ hakkında fer’î meseleler Cünüb kimsenin yeme ve içmesi Fer’î Meseleler Teyemmüm hakkında bir fasıl Teyemmümün şartı Fer’î Meseleler Suların hükümleri beyanında bir bölüm Havuzlar hakkında bir fasıl Mestler üzerine meshetme hakkında bir fasıl Meshin keyfiyeti Cebireler üzerine meshetmek Fer’î Meseleler Abdesti bozan şeyler hakkında bir fasıl Ihtişâ bahsi Gasyan (Kusmuk) meselesi Göz ağrısı olan ihtiyâr kimse Kendisinde dâimî hades bulunan kimse Sarhoşluğun alâmeti Kahkahanın alâmeti Necâset hakkında bir fasıl Ma-i müsta’mel (Kullanılmış su) Müsta’mel suyun tarifi Dibağat iki nevîdir Su kuyusu hakkında bir fasıl Su kuyusu kaynaklı olduğu zaman Artıklar hakkında bir fasıl Kedi, fâreyi yese ve hemen akabinde suyu İçse Her canlının teri, artığı ile muteberdir Necâset-i Hafife İkinci şart (Necâsetten tahâret) Meniyi ovmakla temizlemek Muhtelif Fer’î Meseleler Üçüncü şart (Avret mahallini setretmektir) Hür kadının avret mahalli Câriyenin avret mahalli Fer’î Meseleler Dördüncü şart (Istikbâl-i kıble) Fer’î Meseleler Beşinci şart (Vakit) Fecirde isfâr müstehab olur Kendilerinde namaz kılmanın mekrûh olduğu vakitler Kendilerinde tatavvu mekrûh olan iki vakit İmâm cuma günü minbere çıktığı zaman tatavvu mekrûh olur Altıncı şart (Niyyet) Rekâtların adedini niyyet şart değildir Müstehab olan, kalb ile niyyet etmek, lisân ile söylemektir Namazın Farzları Allâh’ın elîfini (a) sim med etse (uzatsa) İmâma uyarak imâmdan önce tekbîr getirse Farzlardan İkincisi (Kıyâm) Fer’î Meseleler Farzlardan üçüncüsü (Kırâat) Farzlardan dördüncüsü (Rükû’) Rükû’un rükün oluşu Farzların beşincisi (Secde) Farzlardan altıncısı (Ka’de) Farzlardan yedincisi (Namazdan çıkmak) Isnâ aşeriyye (onikili) meseleleri Farzlardan sekizincisi (Ta’dîli erkân) Namazın Vâcibleri Namazın sıfatı Mesbûk sübhaneke’yi iki defa okur Sûreye başlarken besmele imâm sabâh namazında birinci rekâtı İkinciden daha uzun eder İkinci rekâtın birinciden daha uzun edilmesi Hafeze meleklerinin adedinde haberlerin ihtilâfı Farz namazlarından sonra virdin getirilmesi Namazda mekrûh olan ve mekrûh olmayan şeyler hakkında bir fasıl Fer’î Meseleler Fer’î Meseleler Sünnetler hakkında bir fasıl Nâfileler hakkında bir fasıl Sünnetlerden biri teravih namazıdır Bir tervîhe veya iki tervîheyi fevt etse Dokuz teslîmât mı, on teslîmât mı kıldıklarında şek ettikleri zaman Terâvîhte imâm olsa, sonra aynı gecenin terâvihinde başkasına iktidâ etse Fer’î Meseleler Vitir namazı üç rekâttır Tenbîh Fer’î Meseleler Diğer nâfile namazlar (Küsûf namazı) Istiska namazı iki rekât abdestin şükrü namazı İki rekât tehiyyetü’l-Mescid Evvabin namazı iki rekât istihare namazı iki rekât sefer namazı Teşbih namazı ve başkaları Namazda, insanların sözleriyle konuşma hakkında bir fasıl Fer’î Meseleler Namazda hades hakkında bir tezyil Sehiv secdesi hakkında bir fasıl Kade-i ahîreden sehveder ve kıyâma kalkarsa Mesbûk, Müdrik ve lâhikın tarifleri Namaz kılan ve üç rekât mı, yoksa dört rekât mı kıldığını bilmeyen adam Fâideler Zelletü’l-kari hakkında bir fasıl Kur’ân hatmi esnasında üç kere ihlâs okumak Yürüyen ve meşgul olanların, Kur’ânı istimâ’ etmeleri Mushafı küçük yapmanın kerâheti Tilâvet secdesi Bir mecliste bir secde âyetini tekrâr etse Peygamber (S.A.S.) in ismi şerifi zikr olunurken ona salât getirmek Mülhak meseleler (Imâmet bahsi) Imâmete insanların evlâ olanı Şâfrî ve benzerine iktidâ câiz olur Hunşa-i müşkilin imâmlığı câiz olur Önce erkekler, sonra çocuklar saf bağlarlar Kadın ve şehvete sâhib kız çocuğu ile namazda bir hizâdâ olmanın şartları Mekânın bir olması, iktidânın sıhhatinin şartıdır. Muktedî’nin imâma mütâbeet ettiği ve etmediği şeyler hakkında bir fasıl Kazâ namazları hakkında bir fasıl Kazâ namazları iki nevidir, eski - yeni Iskat-ı salât bahsi Yolcunun namazı hakkında bir fasıl Vatan-ı Aslî nasıl olur... Cuma namazı hakkında bir fasıl Cumanın vücûbunun şartları Cumanın edâsının şartları Mısrın (Şehrin) tefsirinde ihtilâf vaki olmuştur Hutbe esnâsında imâma dönmeleri müstehab olur Müteferrik meseleler Bayram namazı hakkında bir fasıl Fer’I Meseleler Teşrik tekbiri Cenâzeler hakkında bir fasıl Cenâze üzerine namaz kılmak farz-ı kifâyedir Cenâze namazında imâmlığa evlâ olan Üç saf olmaları müstehab olur Cenâzenin taşınmasında sünnet Kabirde efdal olan lahiddir Şehîd hakkında bir bölüm Cenâzeden müteferrik meseleler Eğer müslümânın kâfir olan bir akrabası ölürse Mürtedin defni Malı olmadığı halde ölen Taze iken ölünün kabrini açmak Falan kimsenin namazını kıldırmasını vasiyet etmek Şayed cenâzeler bir araya toplansa Müslümanların ve müşriklerin ölüleri birbirine karışsa Yüklü olarak ve müslümânın nikâhında ölen Kitâb ehli kadın Evde defn etmek mekruh olur Gemide ölen kimse Kur’ân okuyanların kabirde oturmaları hakkında ihtilâf vâki’ olmuştur Erkekler için kabirleri ziyâret etmek müstehab olur Ölen ve karnında çocuğu hareket eden kadının durumu Taziye müstehab olur Kendisi için kabir kazan kimse Ahidnâme yazmak Mescidin ahkâmı hakkında bir fasıl Mescidde dilenmek ve dilenciye bir şey vermek harâm olur Mescidin kapısını kilitlemek Mescidi nakışlamak Namaz bölümü hakkında muhtelif meseleler (Hâtime) Secdeler beştir Başkasının evinde namaz kılmayı murâd eden Nalınlarla namaz kılmak imâm sehvedip cehrî okuyacak yerde fâtihayı gizli okuması, sonra hatırlaması Eğer sûre zam ederse vaktin çıkmasından korkması İmâm kırâat ederken başkasına intikal etse Diş ağrısı isâbet edip ancak onu tutmasiyle ağrıya takat getirse İmâm abdestsiz olarak namaz kıldırdığı zâhir olduğunda Lahin yapan imâmın ardında namaz kılmak Hasımları râzı etmek için namaz kılmak Kazâ namazları ile iştigal nâfile namazlarından evlâdır Kıldığı farzları nâfile etmek ve farzı edâ etmekte hîle Çocuk, namaz kılmakla emr olunur Koca için namazı terketmesinden dolayı karısını dövmesi ve onu boşaması câiz olur

Made in Türkiye

ÜRÜNÜN SIZE TAHMINI ULAŞMA TARIHI

Diğer Ülkeler


04 Haziran Salı-06 Haziran Perşembe

Sefamerve Tarafından Gönderilecektir.

Sipariş ettiğiniz ürünü teslim aldıktan sonra herhangi bir nedenden dolayı iade etmek isterseniz, teslim aldığınız tarihten itibaren 14 gün içinde iade edebilirsiniz.

Abiye ürünlerinde bu süre 24 saattir. İade etmek için sitemiz üzerinden sefamerve kullanıcınız ile giriş yapıp iade kaydı oluşturmanız gerekmektedir.

İade ile ilgili ayrıntılı bilgi için YARDIM - DESTEK bölümünden İade ve Sipariş İptal bölümüne tıklayarak detaylı inceleyebilirsiniz.

MİKTAR :
$158.00

$72.99