Ürün Sepetinize Eklendi

X
SEPETE GİT
ALIŞVERİŞE DEVAM ET

06

AĞU'20
Yok Olacak Şeyler İçin Yok Etmeyin Kalbinizdeki Sevgiyi



Sığ düşünceler içinde yüzmeye çalışan insanlar var. Attıkları her kulaçta biraz daha derinlere inen acı ve hüzün dalgaları arasında inadına yüzmeye çalışan ruhlar var. Kirli kalpler var; esaret altında düşünceler, köle olmuş nefisler, yılmış bedenler, sömürülmüş nefesler...
Her şey var ama boş şeyler tümü...
Nefes almaya çalıştıkça soluk borusunu tıkayan zehirli sözler var. Yutkunmaya çalıştıkça bıçağın sivri yerinin şah damarına dayandığı telafisi zor cümleler... Hareketler var.
Misal avuç içlerinden bal yerine kan akıtan, tutmak yerine iten eller var. Gözler var, nefretle bakan ve nefretin siyahlığında tüm beyazı yok eden.

Dil desen zehri bal... Bal gibi gözüken ama içinde zehri barındıran, önce tatlı gibi gözüken ama yanlış, kırıcı, boş şeyler söyledikçe zehre dönüşen...
İnsan olmayı beceremeyen insanlarız. Varız ama yokuz. İyiliği rafın en üstüne bırakıp, kötülüğü göz gören yere koyan boş varlıklarız.
Kalbi ve nefsi eğitmedikçe, Allah'tan uzak oldukça, dünyaya daldıkça hep boş varlık olarak kalmaya mahkumuz.
Çiçekleri solduran da biziz, savaşı başlatanda. Ayrımcılık yapan da biziz, düşmanlık yapanda. Kalbimizde kin ve öfke besleyen, hasede bir örtü gibi bürünüp, karşılığında nezaket bekleyen de biziz.

 Hayır. Bu böyle olmaz, olmamalı. Önce insan olduğunu hatırlamalı insan...
İyiliği, kardeşliği, barışı, sevgiyi hissetmeli, hatırlamalı; hatırladıkça hayata geçirmeli.

Çiçekler göndermeli, tebessüm etmeli, yardım eli uzatmalı, sevgiyi, yemeği, eşyayı, malı, mülkü, kalbini, her şeyi paylaşmalı.

Kirli bir kalbin zehrini akıtmayın insanlığa. Sevgi tohumları atın ağzınıza, kalbiniz de çiçekler yetişsin.
Bu dünya kalıcı değil, geçici.
Yok olacak şeyler için, yok etmeyin kalbinizdeki sevgiyi.