Ürün Sepetinize Eklendi

X
SEPETE GİT
ALIŞVERİŞE DEVAM ET

20

AĞU'20
Allah ile Olan Neyi Kaybetmiş ki?

Tüm hüzünlerimi, gözyaşlarımı, acılarımı, mutsuzluklarımı, beni şu yaşıma kadar üzen her şeyi bir çantaya atıp uzaklaşmak istiyorum bulunduğum yerden. Bir masal diyarında kendimi bulmak istiyorum; kurduğum hayallerin pembe halılarında adımımı atarken ve yüzüme vuran güneşin yakıcı ama huzur veren ışıklarına tutunmaya çalışırken...
Sessizliğin hüküm sürdüğü yerde çimenlere uzanmış bir şekilde iç sesimi dinleyip, sevgiyle kucaklamak istiyorum her şeyi.
'Her şeyi...'
 
Yeni yerler keşfetmek, yeni insanlar tanımak, güneşi yeniden selamlamak, yeniden yazmak, yeniden çiçekleri koklamak, yeniden ağacın gövdesine sarılmak, yeniden gülümsemek, yeniden ağlamak...
Her şeyi yeniden yaparken çantama attığım acı ve hayal kırıklıklarına da arada açıp bakmak istiyorum. Beni büyütüp, pişirip, şükretmeme sebep oldukları için. Onlara bir kez daha teşekkür edebilmem için, hepsiyle günü geldiğinde yüzleşmem gerekecek. Ve bunu sevdiğimi onlara söylemem gerek. Çünkü insanı olgunlaştıran, yeniden doğmasına sebep olan şeyler; acılarıdır.
Bu yüzden dertlerimi seviyor ve kucaklıyorum.
Beni yeni bir ben yaptıkları için.
İşte bu yüzden evrene sevgiyle beraber harmanlanmış pozitif enerjimi yolluyorum. Lazım olduğunda bana güzel bir şekilde eşlik edip geri dönsünler diye.
Yine ve yeniden...
Kucak açıp herkese ve her şeye diyorum ki,
'Sizi seviyorum ve sevmeye devam edeceğim.'
 
Ve sonra diyeceğim ki, 
 
Hayır arkadaşlar, yılmayın.
Düşeceğiz, ağlayacağız, patlayacağız, hayatımızdan çok kişi gidecek, Rabbimizin dediği gibi maldan, candan, sevdiğimiz şeylerden kayıplarla imtihan olacağız. Neler yaşayacağız neler... Neler gördük ve daha neler göreceğiz. İnsanız ya, başa her şey gelecek. Türlü imtihanlara gebe kalacağız, bazen kolay doğum olacak, bazen sancılı. Ama eninde sonunda doğacak... Biz yeniden doğacağız. Rabbimizin izni ile... Sabır yumağına sarılacağız, ibadet köşkünde konaklayacağız, dua tahtlarında oturacağız, tefekkür eserlerini seyredeceğiz, zikir havuzlarına dalacağız ve geçmez dediğimiz ne varsa geçecek. Hepsi bitecek. Az daha sabır... Az daha tevekkül ve teslimiyet gerekli bize. Bir de çok ama çok dua gerekli. Bugün beş dakika dua ediyorsak yarın on dakika edeceğiz. Dertlerimiz ne kadar büyürse, o kadar yakınlaşacağız Allah'a. Kabullenmemiz gereken bir şey var. Allah bize zorlu, çetin imtihanları layık gördü. Böyle yapmak istedi, böyle oldu. Karşı çıkamayız. Neden yaptın diyemeyiz. Ama dua edebiliriz... Deriz ki, 'Rabbim zayıfım, çaresizim ve gücüm yok. Verdiğin imtihandan senin razı olacağın şekilde, hayırla, kolaylıkla geçmemi nasip et. Başıma en büyük imtihan ve musibette gelse, senin izninle, hep sende olmamı nasip et. Teslimiyetimi, şükrümü, tevekkülümü artır. Benden seni alma... Beni hayırlara donat, bana merhamette bulun' diyeceğiz. Ne varsa dökeceğiz içimizi... Yine ondan yardım isteyeceğiz. Ve göreceğiz ki, tüm o dağ gibi önümüzde duran büyük imtihanlar, gün gelecek onun izni ile küçük bir sinek kadar olacak. Çünkü iman bunu gerektirir. Hadi gülümseyin ahali! Allah sevdiğini sınar... Gülümseyin çünkü öleceğiz ve ona kavuşacağız. Gülümseyin, çünkü Allah var...
Yahu ne diyorum size,
ALLAH VAR, ALLAH!
Şimdi derin bir nefes alıp, elhamdülillah diyin ve pozitif düşünün... Bizim Rabbimiz, bizi çok seviyor. 
Açın kollarınızı ben gibi, 'hayır hayat, ben yeneceğim seni. Ben seni, Allahın bana vereceği iman, güç, kuvvet ile yeneceğim. Ben Allah'layım. Rabbim bana çare gönderir. Hayır, ben gerçekten kaybetmeyeceğim. Ben kazanacağım. Allah ile olan neyi kaybetmiş ki?' diye fısıldayan kainata...
Fısıldayın,arş titresin. Rabbim sarsın sizi!