Ürün Sepetinize Eklendi

X
SEPETE GİT
ALIŞVERİŞE DEVAM ET

05

MAY'20
Aşk ol Rabbim - Tuğçe Çakır


Aşk ol Rabbim... 
 
Sizce neden birbirimizin hayatından böylesine geçip giderken; 'iz bırakıyor, tutunuyor, dahil oluyoruz?' Hiç düşündünüz mü hayatımıza giren insanları? Herkesin imtihanı birbirinden o kadar farklı ki; birinin imtihanı diğerine basit veya kolay gelirken, imtihana sahip olan kişiye zor gelebiliyor. Veya tam tersi bir durum söz konusu oluyor. Sonuçta herkesin bir imtihanı, bir ödevi var bu hayatta. İşte bu hayat denen mecra hepimize açık bir kütüphane gibi. Aynı masada oturup sessizce farklı kitapların sayfalarını çevirdiğimiz, farklı tatları denediğimiz, farklı şeylerden hoşlandığımız ama her ne olursa olsun o masadan kalkarken bir diğerimize yardımımızın, tebessümümüzün, ruhumuzun dokunduğu güzel bir mecra. Bugün o masada oturup imtihanın için sımsıkı çalışırken, yanına oturan hiç tanımadığın bir yabancı belki sana o ödevin için gönderilmiş yardımcı bir öğretmendir. Çünkü bu hayatta her insan, bir diğerine bir şeyler öğretir. İşte bu yüzden ne gelene sevin, ne gidene üzül. Yanına oturan kişinin sana öğreteceği şeylere kulak ver. Kızma, kırılma. Her ne olursa olsun... Unutma, her şey vesiledir. Sen ödevini elinden geldiğince en iyi şekilde yapmaya çalış.
Razı edeceğin Allah olsun. Onun adına al, onun adına ver. Onun için sabret bazı şeylere. Onun için affet, Onun için sev. Onun için şükret, hamd et. Artık bazı şeylerin farkına var, gör, hisset.
Söz ver O'na.
'Bugünden itibaren daha iyi bir insan olacağım, daha iyisi olabilmek için elimden geleni yapacağım. Benden daha kötü durumda olanlara bakıp şükredeceğim. Yardımlarda bulunacağım, hayır işlerinde koşacağım. Söz veriyorum sana Rabbim, kalbimde nokta kadar bir lekenin oluşmaması için, var gücümle savaşacağım.' de.
Belki de senin burun kıvırıp elinin tersiyle ittiğin ve kafanı takıp kendi hayatını bilerek zehir ettiğin şeyler, bir başkasının çok arayıp da bulamadığı şeylerdir.
Bugün varsan, bugün yaşıyorsan, bugün sağlamsan, sağlıklıysan oturup bir düşün tüm olumsuzluklarını, isyanlarını ve seni kör eden şeytani nefsinin fısıldamalarını...
Sen kimsin? Amacın ne? Nereden geldin ve nereye gidiyorsun? Sence değişmenin ve etrafına biraz daha farklı bakmanın zamanı gelmedi mi?Sence kendine söz vermenin vakti gelmedi mi?

   
 
Mesela ben artık hayatımdaki herkese 'bir gün gidecek' gözüyle bakıyorum. Eskiden çok sahiplenirdim; artık iyelik eklerini çöpe atalı çok oldu. Biliyorum, herkes gidecek. Herkes bir yere kadar tahammül edecek hayatıma. Herkes bir yere kadar gülümseyecek, sevecek, gelecek.
Çünkü herkes aciz, herkes eksik. Bu gözle bakmaya başladıkça daha çok sever oldum hayatı, kendimi. Kendine değer vermenin başkalarına değer vermek olduğunu anladım. Gelenlere, gidenlere teşekkür ettim. Rabbim, 'sadece ben kalacağım ey kulum' cümlesini sindirdi ta en içime. Başkalarından istememeyi, medet ummamayı öğretti.
'Bak kulum, herkes bir gün gidecek. Ben kalacağım seninle. Sen sadece benden iste, bana yalvar, dostun olarak sadece beni bil' dedi, diyor da... Hepimize her gün farklı bir şekilde de olsa aynı şeyi söylüyor Rabbimiz.
'Ey insanoğlu!' diyor... 'Ölüm yakın, ölüm yaklaşıyor. Kula kulluk etmekten vazgeçin de, bana yönelin. Beni sevin, beni sevdirin, bana ibadet edin. Ben de size dost, yardımcı olayım. Aşk olayım...'
Aşk ol Rabbim.
Herkesin geçici, senin kalıcı olduğun şu dünyada bize sen aşk ol...



Tuğçe Çakır
(Eser ve tüm fotoğraflar Tuğçe Çakır'a aittir.)