Ürün Sepetinize Eklendi

X
SEPETE GİT
ALIŞVERİŞE DEVAM ET

03

KAS'15
 
 
Güneşe çevirebileceği kadar gezegen, ağaca kaldırabileceği kadar dal, insana taşıyabileceği sayıda el takılmış. Devenin yükü ayrı, karıncanınki ayrı. Balığa uçmayı, aslana yüzmeyi teklif etmemiş.
 

25

NİS'15

 

 

İsrailogullarina (Yahudilere) göre meshur bir peygamber olan Üzeyr (a.s)'in adi Kur'an-i Kerîm'de geçmektedir. Fakat Islâm'a göre onun peygamber olup olmadigi hususunda ihtilaf vardir.
 
Üzeyr (a.s)'in adi hakkinda da alimlerin farkli yorumlari vardir. Bazi alimlere göre onun adi Arapça bir isimdir. Diger bazi alimlere göre ise, Üzeyr kelimesi Arapça degil, ibranicedir (el-Ukberî, imlau ma menne bihi'r Rahman, Misir, 1961, II, 7).

23

ARA'14

 

Edep; akıl ve hikmete muvafık hareket edip, Cenab-ı Hakk’ın emrettiği gibi yaşamaktır. Hayâ ise, utanma ve ar duygusu olup, utanç verici durumlardan sakınmak ve nefsin süfli arzularını terk etmektir.
 

18

ARA'14

 

Saliha Kadın Olmak..
 
Asr Suresinde Yüce Allah (c.c.) buyuruyor ki: 
 
“Asra (zamana) yemin olsun ki, bütün insanlık hüsrandadır. Yalnız, iman eden, salih amel işleyen, hakkı ve sabrı tavsiye eden müstesna.” 
 

23

EKİ'14

 

Asıl ismi “Bereket” olan Ümm-ü Eymen, Sa’lebe b. Amr’ın kızıdır. Zenci ve Habeşistanlı olan bu mübarek kadın, Resulullah’ın dadısı ve hizmetçisiydi. Bir rivayete göre ise Resulullah’ın babası Hz. Abdullah’ın hizmetçisiydi; babası vefat ettiğinde ise Resulullah’ın dadılık ve hizmetçiliğini üstlendi.

17

EKİ'14
 
Milletler, sâlih erkekler ve sâliha hanımlarla âbâd olur. Bundan dolayı dinin, vatanın ve milletin selâmeti, ancak hayırlı nesiller yetiştirmeye bağlıdır.
Toplumlarda erkeksiz terakkî olamayacağı gibi kadınsız bir terakkîden de söz edilemez. 

11

EKİ'14
 
Olgun bir mü'minin sahip olduğu seçkin vasıflardan birisi de, hiç şüphesizi ki utanmadır. Kelime olarak "utanma" şeklinde dilimize çevrilen hayânın tarifini bilginlerimiz şöyle yapmışlardır:
     Hayâ: İnsanı iyiliğe götüren ve kötülüğün yapılmasına engel olan mânevî bir kuvvettir.
     Buna göre hayâ sahibi olan kimse kendisinde, âilesine ve bütün islâm âlemine  faydalı ve yararlı olan her şeyi yapmaktan geri durmayan kişi demektir. Artık o, bütün kötülüklerden ve çirkinliklerden temizlenmiş bir kalb ile Kur'an-ı Kerim'in gösterdiği şaşmaz yolda ilerlerken karşısına çıkan her türlü ahlâksızlık ve kötülükler ona engel olmazlar. Çünkü onun sahip olduğu utanma duygusu, kendisi ile her türlü fenalık arasına aşılması imkansız olan bir sed çekmiştir.

23

EYL'14

 

Hz. Zeynep, daha küçük yaşlarda babasının saf dışı bırakılarak evde oturmaya mecbur edildiğine şahit oluyordu. Oysa ki, babasının herkesten daha faziletli, ve Hz. Resulullah (sav)’ın yerinde oturmaya gerçek liyakat sahibi olduğunu biliyordu. İşte, bu olaylar, Hz. Zeyneb’in kişiliğinin oluşmasında büyük bir etki bırakıyor ve şu sonuca varıyordu ki; sorumluluk bilincini taşıyan kadın, erkek herkes, şartlar her ne olursa olsun, elinden alınan hakkını geri almak için, sürekli mücadele etmeli, hakkını ve izzetini savunmalıdır. 

20

EYL'14
 
Hz. Meryem’in kıssası, Kur’an’da geçen en ilginç ve en güzel kıssalardan biridir. Meryem’in dünyaya gelişi, annesinin hayat hikayesi, bakire bir genç kız olduğu halde gebe kalıp “Hz. İsa”yı doğurması gibi olaylar, Kur’an-ı Mecid’de etraflıca anlatılan pek şirin ve ilginç hadiselerdendir. Bu kıssa, özellikle Meryem suresinde tefsilatlı bir şekilde anlatılmıştır, biz burada, Meryem ve Âl-i İmran surelerindeki kıssayı özetle vermeye çalışacağız.
 

15

OCA'14

 

 

Sevgili Peygamberimiz 20 Nisan 571 Pazartesi günü Mekke’de doğdu Babası Abdullah, annesi Âmine, dedesi Abdülmuttalip, büyük babası Vehb, babaannesi Fatıma, anneannesi ise Berre’dir.

Doğduktan sonra 4 yaşına kadar sütannesi Halime’nin yanında, bundan sonra 2 yıl boyunca da annesi Amine’nin yanında kaldı6 yaşında iken annesi onu akrabalarıyla tanıştırmak ve babası Abdullah’ın kabrini ziyaret etmek için Medine’ye götürdü.

Hz Âmine, kocası Abdullah’ın kabrini ziyaret etmiş, Hz Peygamber de Neccaroğulları’ndan.

Akrabasıyla tanışmıştı Âmine dönüşte Ebva denilen yerde hastalanıp vefat etti ve orada toprağa verildi Bu sırada yolculukta kendileriyle birlikte olan Ümmü Eymen onu Mekke’ye ulaştırdı ve dedesine teslim etti.

6 yaşından 8 yaşına kadar dedesi Abdulmuttalib’in yanına kaldı O da ölünce, vasiyeti üzerine amcası Ebu Talib’in evine taşındı Ebu Talib, Peygamber Efendimizin babasıyla hem baba hem de anne gibi kardeşti.

13 yaşından itibaren amcaları ile birlikte ticarete atıldı Uzun bir süre bu işle meşgul oldu ve bu alanda doğrulukla, dürüstlükle tanındı Henüz 20 yaşında iken hırsızlık, gasp, eşkıyalık, zulüm ve haksızlıklara karşı bir tedbir almak amacıyla bazı Mekkelilerin oluşturduğu Hılfulfudül adlı kuruluşa katıldı ve etkili bir üye olarak görev yaptı.

25 yaşına geldiğinde Hz Hatice ile evlendi Hz Hatice bu esnada kırk yaşında idi ve onunla evlenmeye karar verişinde Sevgili Peygamberimiz “el-Emin: Güvenilir, dürüst” olarak tanınması birinci derecede rol oynamıştı.

35 yaşına geldiğinde Ka’be hakemliği yaptı; Ka’be’nin tamiri sırasında Haceru’l-esved’in yerine konulması sırasında ortaya çıkan anlaşmazlığı, taşı bir yaygı üzerine koyup tüm kabile reislerine taşıtmak suretiyle giderdi, böylece kabileler arasında çıkması muhtemel bir kavgayı önlemiş oldu.