Ürün Sepetinize Eklendi

X
SEPETE GİT
ALIŞVERİŞE DEVAM ET

27

EKİ'14



Umreye Gidiyoruz. 

Kayıtlarımız devam ediyor.

İrtibat Tel : +90 532 304 16 79  

 

 

 


 

"Hac ve Umre yapanlar Allah'ın misafirleridir. O'ndan birşey isterlerse, onlara cevap verir. Af isterlerse, onları affeder."  (Hadis-i Şerif)
 
"Umre, ikinci bir umreye kadar olan günâhlara keffârettir" (Hadis-i Şerif)
 
 " Hac ve umreyi peşi peşine yapınız. Bu ikisi, körüğün; demir, altın ve gümüşün pasını yok ettigi gibi, fakirliği ve günâhları yok eder. Mebrûr haccın sevabı ancak cennettir" (Tirmizî, Hac, 2; Nesâî, Hac, 6; İbn Mâce, Menâsik, 3)
 

15

EYL'14

 

Yaklaşan kurban bayramıyla birlikte sevdiklerimize gönderebileceğimiz mesaj arayışları da başladı. İşte Sefamerve sizler için birbirinden anlamlı mesajları biraraya getirdi.

15

EYL'14
 
 
2014 Yılı Kurban Bayramı arefe günü 3 Ekim Cuma gününe denk geliyor. Kurban Bayramı ise 4 Ekim Cumartesi günü başlayacak ve 7 Ekim 2014 Salı günü sona erecek. Kurban Bayramı Tatiline az bir zaman kaldı. Yaklaşık 1 ay sonra Kurban Bayramı Tatiline geleceğiz. Ramazan Bayramından sonra dört gözle beklediğimiz bu bayramın bir diğer özelliği de Hac İbadetininde bu ayda yapılmasıdır.
 

12

EYL'14
 
EFENDİMİZ SAV BUYURUYOR;
  ‘’Üç mescidin dışında hiçbir mescide şeddi rihal (yolculuk) edilmez mescidi haram,mescidi nebevi,mescidi aksa.Mescid-i Aksa’da yapılan ibadete beşyüz, Mescid-iNebevi’de yapılan ibadete bin, Mescid-i Haram’da yapılan ibadete yüzbin, sevap vardır..’’‘’Evimle minberimin arası Cennet bahçelerinden bir bahçedir ve minberim de Cennet bahçelerinin üzerindedir .‘’Vefatımdan sonra beni ziyaret eden, beni hayatımda ziyaret eden kimse gibidir, selamını vasıtasız ben alırım.’’ ‘’Kabrimi ziyaret eden kimse için Kıyâmet günü şefaatçi olmak benim üzerime vazifedir.’’ "Kim Allah için hacceder de kötü söz ve davranışlardan sakınırsa, annesinin onu doğurduğu günkü gibi günahlarından arınmış olarak döner." 
 

18

AĞU'14
 
Salât-ı havf; Düşman,sel,yangın,büyük bir canavar gibi ciddi bir tehlike karşısında bulunan bir Müslüman cemaatin,farz namazlarını,başlarındaki idarecilerin imamlığı altında kılmalarıdır.Bu namaz korkulu anlarda kılınan müstakil bir namaz çeşidi olmayıp,farz olan beş vakit namazdan biridir.
 

18

TEM'14
 
 
Bir kimse tuvalete gireceği zaman üzerinde Allahu Teâla’nın ismi yazılı yüzük ve buna benzer şeyleri bulundurmamalıdır. Tuvalete sol ayakla girilmeli, sağ ayakla çıkılmalıdır. Girmeden önce de şu dua okunmalıdır:
 
*“Allâhümme innî eûzü bike minel hubusi vel habâis.”

09

OCA'14

 

 

ZEKÂT

1. Zekât nedir?

Sözlükte artma, çoğalma, temizlik, bereket, iyi hal ve övgü anlamlarına gelen zekât, dinî bir terim olarak, belirli bir malın bir kısmının Allâh rızası için muayyen kişilere verilmesi demektir. Malî ibadetlerden biri olan zekât, İslâm'ın beş temel esasından olup, hicretin ikinci yılında Medine’de farz kılınmıştır. Kur’an-ı Kerim’de “Namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin...” (Bakara, 2/43, 110; Hac, 22/78; Nur, 24/56; Mücadele, 58/13; Müzzemmil, 73/20); “Onların mallarından, kendilerini temizleyeceğin, arıtıp yücelteceğin bir sadaka al ve onlar için dua et; çünkü senin duan onlara huzur verir. Allah işitendir, bilendir.” (Tevbe, 9/103) buyrulmaktadır.

2. Zekat Kimlere Verilir ?

Anneye, babaya, dedeye, nineye; oğula, kıza, bunların çocukları olan torunlara zekat, fitre verilmez. Çünkü bunlar bir bakıma soframızın ortaklarıdırlar. Bunlara zekatla, fitreyle değil de servetin kendisiyle bakılır, yabancı muamelesine maruz bırakılmaktan kaçınılır.

Bunların dışında zekat ve fitre verilecek yakınları da şöyle sıralamak mümkündür:

Evlenip başka aileye karışmış ihtiyaç sahibi kız kardeşe, ayrı ev kurmuş oğlan kardeşe, bunların çocukları olan yeğenlere, kayınpedere, kayınvalideye, damada, ihtiyaç sahibi geline, halaya, teyzeye, dayıya, bakıma muhtaç öğrencilere, bunlara bakan vekillerine, Pakistan'da sel felaketine uğrayan kardeşlerimize zekat ve fitre verilerek tüm ihtiyaç sahibi insanların imdadına koşmaya gayret edilir.

 

06

OCA'14

 

HAC NEDİR?

"Orada apaçık ayetler ve İbrahim makamı vardır. Kim oraya girerse o güvenliktedir. Ona bir yol bulup güç yetirenlerin Ev'i (Kabe'yi) haccetmesi, Allah'ın (c.c.) insanlar üzerinde hakkıdır. Kim de inkar
ederse, şüphesiz Allah alemlere karşı muhtaç olmayandır."
(Al-i İmran/97)

Hac farizası dinen zengin kabul edilen ve başka bazı şartları yerine getirebilmeye güç yetiren her müslümana ömründe bir kere olmak üzere yapılması Allah (c.c.) tarafından emredilen ve İslam'ın beş
şartından biri olan farz ibadettir.

Hac her yıl Zilhicce ayının 10'unda Arafat meydanında başlayıp, Kabe'de yapılan veda tavafı ile son bulur.

HACCIN YÜKÜMLÜLÜK ŞARTLARI

Hac ibadetiyle yükümlü olmak için genel olarak bütün yükümlülükler de öngörülen Müslümanlık, akıl ve bulûğ şartı yanında, ayrıca hac yapmaya bedenî ve malî imkânların yeterli olması da şarttır. Beden ve malî imkânın yeterli düzeyde bulunmasına literatürde, yapabilme, güç yetirebilme anlamında istitâat denilir.

Ayrıca kişinin hac ile yükümlü sayılabilmesi ve hac yükümlülüğünün zimmetinde borç olarak sabit olabilmesi için belirtilen dört şarta ilâve olarak, bu farîzayı yerine getirecek vakte erişmiş olması da gerekir. Belirtilen tüm şartları taşıdığı halde, bu tarihten itibaren haccı ifaya elverişli zaman bulamadan yani hac mevsimine erişemeden ölen kişi hac ile yükümlü olmadan ölmüş kabul edilir.

İstitâat, teknik ifadesiyle söylenecek olursa, haccın vücûb şartıdır. Hac, sadece Kâbe ve civarında belirli günlerde eda edilen bir ibadet olduğu için hac yükümlülüğü bedenî ve malî imkânların yeterli olması şartına bağlanmıştır. İslâm dini, diğer mükellefiyetlerde olduğu gibi, hac ibadetinde de mükellefin durumunu dikkate almış ve ona güç ve imkânlarının üzerinde bir yük yüklememiştir.

Hac yükümlülüğü için istitâatın şart olduğu konusunda mezhepler arasında görüş birliği olmakla beraber istitâatin ne anlama geldiği konusunda bir birlik yoktur. Mezhep imamları ve müntesipleri, âyette geçen istitâat kavramını farklı şekillerde anladıkları için aralarında, haccın yükümlülük ve eda şartlarının tesbitinde bazı farklılıklar doğmuş, bu bakımdan bir kısmının yükümlülük şartı olarak kabul ettiği bir şey diğerinde eda şartı olmuştur.

İstitâat denilen yapabilme güç ve imkânı, hac yolculuğuna çıkacak kişinin gidip dönünceye kadar kendisinin ve bakmakla yükümlü olduğu kimselerin geçimlerini sosyal seviyelerine uygun olarak sağlayacak malî güce ve hac için yeterli zamana ve malî güce sahip olması anlamına gelmektedir.